Custom Menu

Latest From Our Blog

Kardiyoloji Merak Edilen Sorular

Kolesterol Nedir?

Yağlar vücutta serbest yağˆ asidi, kolesterol ve trigliserit gibi c¸es¸itli yapılarda bulunur. Kolesterol vücudumuzun bütün hücrelerinde bulunan, karaciğerde üretilen yağ benzeri doğal bir maddedir. Kolesterol bir yandan karaciğerde üretilirken, besinlerle de alınır. Et, süt ürünleri, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur, bitkisel ürünlerde bulunmaz.

Kolesterol Neden Önemlidir?

Kolesterol vücutta hücre zarının ve bazı hormonların yapımında kullanılır. Ancak kan kolesterol düzeyinin yüksek olması kalp damar hastalığı riskini artırır. Tüm dünyada ölümlerin en sık nedeninin kalp damar hastalıkları olduğu düşünülürse kolesterolün ne kadar önemli olduğu anlaşılır.

İyi Kolesterol (HDL-Kolesterol) - Kötü Kolesterol (LDL-Kolesterol) Nedir?

Kolesterol kanda serbest bulundugˆu gibi lipoproteinlere bagˆlı olarak da tas¸ınır.
Lipoproteinler kolesterol ve trigliseritlerin dolaşımda taşınması için gerekli olan büyük moleküler bileşiklerdir. LDL ve HDL de kanda kolesterolü taşıyan beş ana liporotein ailesinin üyelerindendir. Du¨s¸u¨k dansiteli lipoprotein kolesterol (LDL kolesterol=ko¨tu¨ kolesterol) karacigˆerde olus¸an kolesterolu¨ tas¸ır. Kanda yüksek olduğu zaman damarların iç yüzüne yapışıp buralarda plak olarak adlandırılan halk arasında damar sertliği olarak bilinen duruma yol açabilir. Kolesterol dışındaki bazı maddelerin de eklenmesiyle bu plaklar zamanla büyüyebilir ve damarı daraltabilir. Damarın daralması kalbin beslenmesinin bozulmasına yani iskemiye yol açar. Daha tehlikelisi bu plaklarda ani yırtılmalar olması ve pıhtı eklenerek damarın ani olarak tam tıkanmasıdır. Bu durumda kalp krizi meydana gelir.

HDL-K de bir kolesterol olduğuna göre nasıl iyi kolesterol olabilmektedir.

HDL-K, LDL-K’ün tam tersi etkiye sahiptir. Kanda dolaşan kolesterolü toplayıp, karaciğere getirmektedir. Böylece kan damarlarının kolesterolün zararlı etkilerine maruziyetini azaltıp damarlarda birikmesini önler.

Normal Kan Kolesterol Düzeyleri Ne Olmalıdır?

Normal kan kolesterol düzeyleri bireysel olarak belirlenmelidir. Kişinin geçirilmiş kalp damar hastalığı ( kalp krizi, stent, bypass vs. ) bulunup bulunmaması, kalp damar hastalığı riskini artıran faktörlerin olup olmaması da hedef düzeyin belirlenmesinde ve ilaç tedavisi kararının verilmesinde çok etkilidir. Aynı kolesterol seviyesine sahip iki kişiden birine diyet önerisi yeterli olabilecek iken diğerine yoğun ilaç tedavisi gerekebilir.

İyi kolesterol ya da HDL-K düşük demek için hangi değerin altında olması gerekmektedir?

HDL-K düşüklüğü için erkek ve kadınlarda farklı değerler vardır. Kadınlarda 50 mg/dl, erkeklerde 40 mg/dl’nin altında olması durumunda HDL-K düşüklüğünden bahsedilmektedir.
LDL kolesterol kadar keskin hedef değerleri olmasa da HDL düzeylerindeki artışın kalp damar hastalığı riskini azalttığı, düşük HDL düzeylerinin ise normal LDL düzeyleri varlığında bile koroner arter hastalığı riskini artırdığı kanıtlanmıştır.

Kolesterol riski nasıl tahmin edilmektedir?

Gümümüzde Tom kılavuzlar kalp damar hastalığını önlemede total kalp damar hastalığı riskinin saptanmasını önerir. Kişiye özel total kardiyovasküler hastalık riski belirlenerek yaşam tarzı önerileri ve ilaç tedavisi seçenekleri değerlendirilir. HDL ve LDL kolesterol düzeyleri de bu risk belirlenirken çok etkilidir. Belirli hasta gruplarında Lp(a) ya da ApoB gibi spesifik kolesterol ölçümleri risk belirlemede kullanılmaktadır.

Kimler, ne sıklıkla kolesterol ölçtürmelidir?

20 yaş üzerindeki kişilerde serum kolesterol düzeyi ölçülmeli, normal bulunanlarda 5 yılda bir kontrol edilmelidir. Kolesterol yüksekliği bulunan, bilinen kalp damar hastalığı bulunan ya da kalp damar hastalığı riski yüksek olan kişilerde daha yakın takip gerekir.

Kolesterol Yüksekliği Hangi Şikayetlere Sebep Olur?

Yüksek kolesterol direkt bir şikayet yapmaktan ziyade damar duvarında birikerek tıkanmalara ve buna bağlı olaylara yol açmaktadır. Kalp damarlarının tıkanması kalp krizine yol açarken, beyin damarlarının tıkanması felce neden olur.

Kolesterol Yüksekliği Neden Önemlidir?

Vücuttaki atar damarlarımızı kanın içerisinden serbestc¸e akabildigˆi bos¸ borulara benzer. Bu damarların iç yüzeyi endotelyum adı verilen hu¨cre katmanıyla kaplıdır. Endotelyum, kan akıs¸ıyla arter duvarları arasında fiziksel bir bariyer olus¸turur. Yaşın ilerlemesi başta olmak üzere birçok risk faktörü bu endotel tabakasına zarar vererek kalp damar hastalığı riskini artırır. Ergenlik c¸agˆı o¨ncesinde kan damarı duvarlarında yagˆ çizgileri go¨ru¨nmeye bas¸lar. Kişi yaşlandıkça, yagˆ olus¸arak kan damarı duvarlarına ku¨c¸u¨k zararlar verir. Yagˆ ve hücresel atık ürünleri, kalsiyum gibi digˆer maddeler bir araya gelerek plak adı verilen bir maddeyi oluşturur. Zamanla, arterlerin ic¸erisinde oluşan bu plaklar büyüyüp damarları daraltabilir ya da ani yırtılmalara yol açabilir. Kolesterol yüksekliği de kalp ve diğer atar damarların tıkanmasına yol açan en önemli risk faktörlerinden biridir.

Yaşam tarzı değişiklikleri kolesterol değerlerini düşürür mü?

Yaşam tarzı değişiklikleri kalp damar hastalığı riskini hem direk hem de dolaylı olarak azaltır. Yaşam tarzı
değişiklikleri total kolesterol, trigliserid ve kötü kolesterol değerlerini düşürmesi dışında diğer geleneksel
risk faktörleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi durumlara da olumlu etkisiyle kalp damar hastalığı
riskini belirgin olarak azaltır.

Kolesterolün ilaçla tedavisi gerekli midir?

Kanıtlanmış kalp damar hastalığı olanlarda veya kal damar hastalığı gelişme riski çok yüksek olan hastalarda
kolesterol değerlerinden bağımsız yaşam tarzı değişikliğine ek olarak sıklıkla ilaç tedavisi gerekir. Kalp damar
hastalığı gelişme riski düşük olsa dahi yine çok yüksek kolesterol seviyesi olanlarda ilaç tedavisi gerekebilir.

İlaçla tedavide hangi ilaçlar kullanılmaktadır?

Kolesterolü düşürmek için birkaç çeşit ilaç kullanılmaktadır. Bunlar içerisinde statin olarak adlandırılan
ilaçlar, en çok kullanılan ve bugün için LDL-K’ü en çok düşüren ilaçlardır. Bu ilaçlar karaciğerde kolesterol
yapımını azaltarak etki gösterirler. Statinler dışında farklı ilaçlar da bulunmaktadır. Kolesterolün bağırsaklardan kana geçişini azaltan ilaçlar (ezetimibe) statin kullanamayan hastalarda ya da statinlerin tek başına etkili olmadığı durumlarda kullanılabilir. Safra asidi ekstreleri, yeni bir grup olan PCSK9 inhibitörleri diğer seçeneklerdir. Trigliseridi du¨s¸u¨rmek ic¸in fibrat grubu ilaçlar kullanılır.

Kolesterol düşürücü ilaçların birbirlerine karşı bir üstünlüğü var mıdır?

Kolesterol ilaçlarının etkinlikleri ve yan etkileri açısından farklılıklar vardır. Hedef LDL kolesterol değerlerine ulaşmak önemlidir. Bunun için günümüzde en çok yapılan kullanılan statinlerin dozlarının artırılması ya da başka gruptan ilaçlarla kombine edilmesidir.

Kolesterol değerimiz ne kadar düşük olmalı? Herkes için bir normal ya da anormal değer var mıdır?

Çok yüksek riskli hastalarda korunma amacıyla ya da kardiyak bir olay geçiren hastalarda hedef LDL kolesterol değeri: bazal LDL seviyelerinden % 50 ve daha fazla azalma ya da <55 mg/dL. Yüksek riskli hastalarda bazal kolesterol seviyelerinde %50 ve daha fazla azalma ve hedef LDL değeri <70 mg/dL. Orta riskli hastalarda hedef LDL değeri <100 mg/dl ve düşük riskli hastalarda
<116 mg/dL’dır.

HDL-K düşüklüğünde ne yapılması gerekmektedir?

HDL kolesterol düşüklüğünde ilk önerilen şey yaşam tarzı değişikliğidir. Kalp sağlığını koruyan bir beslenme düzeninin yanında düzenli ve yeterli egzersiz ile kullanılıyorsa sigaranın bırakılması olumlu etkiler sağlar. Diyetten trans yağlar çıkarılmalı, fazla kilolar verilmeli, karbonhidrat tüketimi azaltılmalıdır. HDL kolesteroldeki ufak artışlar bile kalp damar hastalığını önlemede kıymetlidir.

Balık yağı ya da vitamin ilaçlarının kolesterolü iyileştirici etkileri var mıdır?

Balık yağı kullanımı HDL düzeylerinde bir miktar olumlu etki yapsa da kalp damar hastalıklarını önlemede sanıldığı gibi bir etkisi bulunmamaktadır. Trigliserid yüksekliği tedavisinde etkilidir. Fazla kullanılmaları mide bağırsak rahatsızlıklarına ve özellikle kan sulandırıcı kullanan hastalarda kanam riskinde artışa yol açabilir.

Hangi sıklıkla kan kolesterol değerlerime baktırmalıyım?

Herhangi bir sağlık problemi yoksa dahi 20 yaş üstü bir kez bakılmalı ve normalse 5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Ailesel hiperlipidemisi olanlar, kalp damar hastalığı bulunanlar, kalp damar hastalığı açısından risk taşıyan hastalar ve kolesterol düşürücü ilaç kullanan hastalarda hekimin önerisine göre kontroller yapılmalıdır.

Trigliserid Nedir? Normal Düzeyleri Ne Olmalıdır?

Trigliserid de kolesterol gibi hem vücutta yapılır hem de besinlerle alınır. LDL kolesterol kadar olmasa da onun da kandaki yüksekliği kalp damar hastalığı riskini artırmaktadır. Trigliserid seviyesinin 150 mg /dl altında olması tercih edilir. Yüksek değerler olduğunda diğer kalp damar hastalığı risk faktörleri de taranmalıdır. Çok yüksek değerleri kalp dışında akut pankreatit gibi başka sorunlara da yol açmaktadır.

Neden Kan Yağları Bazı Kişilerde Düşük Bazılarında Yüksektir?

Bu durum hem kişinin genetik yapısı hem de yaşam tarzıyla ilişkilidir. Genetik olarak yağların emilimi, karaciğerde üretilmesi, hücrelere taşınması gibi birçok aşamada kişiden kişiye farklılık olabilir. Bu da kan kolesterol seviyelerini etkiler. Yine aynı kişide bile farlı zamandaki beslenme alışkanlığı ve egzersiz yapma durumuna göre kolesterol seviyeleri çok farklı olabilir.

Kalp damar hastalığına yol açan diğer risk faktörleri nelerdir?

Kalp damar hastalığı riskini arttıran bir kısmı değiştirebilir bir kısmı değiştirilemeyen birçok risk faktörü bulunmaktadır. Örneğin Erkek cinsiyet, ileri yaş, aile öyküsü değiştirilemeyen risk faktörleridir Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı, yüksek kolesterol, yu¨ksek tansiyon, diyabet?fiziksel hareketsizlik, fazla kilolu olmak, özellikle bel çevresinin fazla olması… Kontrolsüz stres, doymus¸ yagˆ ve kolesterol oranı yu¨ksek bir diyet, çok fazla alkol almak değiştirebilen risk faktörleridir.

Kalp hastalığından koruyucu bir diyetin özellikleri nelerdir?

Sadece kalp hastalığı öyküsü olanlar değil, kalp damar sağlığını korumak için her yaştan insanın uygulaması gereken bazı temel kurallar vardır. Günlük kalori alımına dikkat ederek kilo alımından kaçınılmalıdır.

• Aşırı şeker ve tuz tüketilmemelidir. Günlük tuz tüketimi 5 gr’ın altında olmalıdır.
• İşlenmiş hazır gıdalardan, yağlı, kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
• Sebze, meyve ve balık tüketimini kilo almayacak miktarda arttırılmalıdır.
• Yağ olarak doymamış yağlar örneğin zeytinyağı tercih edilmelidir.
• Her Gün yeterli miktarda sebze (en az 200 gr) ve 1-2 porsiyon meyve tüketilmelidir.
• Balık haftada en az 2 mümkünse daha fazla tüketilmelidir.
• Günde 25-30 gr tuzsuz işlenmemiş kuruyemiş tüketilebilir
• Lifli gıdalar tercih edilmelidir.
• Az yağlı süt ürünleri tercih edilmelidir.
• Hayvansal yağların tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Koroner Yoğun Bakım Birimi'nin işlevi nedir?

Koroner Yoğun Bakım Üniteleri, kalp hastalığı açısından ciddi hayati risk altında olan hastaların sürekli yoğun olarak yakından takip edildikleri hayati bulgularda oluşacak en ufak bir değişikliğin saptanarak anında müdahale edildiği özelleşmiş birimlerdir.

Kalp Damar Hastalıklarını Önlemek Mümkün mü? Nasıl Korunalım?

Koroner arter hastalığı için risk fakto¨rleri ne kadar fazlaysa koroner arter hastalık riski o kadar artar. Dolayısıyla bu risk faktörlerini azaltmak ya da tedavi edip kontrollü hale getirmek kal damar hastalığı gelişme riskini son derece azaltır.
Temel prensipler sağlıklı beslenme, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz, fazla kilo alınmaması, stresten uzak durulması, hipertansiyon diyabet gibi hastalıklar varsa düzenli tedavilerin alınmasıdır. Ayrıca risk faktörlerinin belirlenmesi ve erken tanı açısından düzenli kalp kontrollerinin yapılması da çok önemlidir.

Kalp ilaçları neden ömür boyu kullanılıyor?

Kalp hastalıkları ömür boyu devam ettiği için tedavide kullanılan ilaçlar takip eden doktora danışılmadan asla bırakılmamalıdır. Örneğin tüm dünyada en sık görülen kalp damar hastalıkları ömür boyu devam devam eden hastalıklardır. Kişinin bypass veya stent gibi bir yöntemle damarı açılmış olsa kalp damarlarında daralma veya tıkanmaya neden esas hastalık süreci devam etmektedir. Ömür boyu ilaç tedavisi bu süreci yavaşlatır. Çoğu kez kişiyi tekrarlayan damar tıkanmalarından korur. Yine mekanik protez kapağı olan hastalar ömür boyu kan sulandırıcı almak zorundadırlar. Hipertansiyon, şekeri hastalığı, yüksek kolesterol için kullanılan ilaçlar da çoğunlukla ömür boyu kullanılmalıdır. Hekime danışılmadan bırakılmamalıdır.

Sigarayı bırakamıyorsunuz, defalarca denediniz. Bir kez daha denemeye ne dersiniz?

Sigara ileri yaş dışında kalp damar tıkanıklığı için tek başına en önemli risk faktörlerinden biridir. Hayatı boyunca sigara kullanmayanlarla karşılaştırıldığında sigara içenlerin yaşam beklentisi bir dekat yani 10 yıl daha azdır. Sigaraya ait tüm riskler sadece aktif içicileri değil pasif içicileri de kapsamaktadır. Kendisi sigara kullanmayıp evde ya da işyerinde sigara dumanına maruz kalanlarda da kalp hastalığı riski %25-30 artar. Özellikle zaten kalp hastası olanlar için kalp krizi riski daha yüksektir. Bu nedenle sayısız başarısız denemeler olsa da bırakmayı denemeden vazgeçilmemelidir.

Stent mi Bypass mı?

Bu karar kişinin mevcut hastalıkları, yaşı, hasta olan damarların sayısı ve yapısı, işlemleri yapıldığı merkezin tecrübesi, hastanın tercihi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir. Sadece koroner anjiyografisine bakılarak bypass denilebilecek bir hasta bütün olarak değerlendirdiğinde ameliyat çok riskli olacaksa stent kararı verilebilmektedir.

Bilimsel Temellere Dayanmayan Bitkisel Tedaviler Gerçekten Her Derde Deva mı?

Bu tedaviler kalp sağlığını korumak için tüm dünyada kullanılan kılavuzlarda yer almamaktadır. Kanıtlanmış bir etkinlikleri olmamakla beraber zararlı olabilirler. Kişinin başka nedenlerle kullandığı ilaçlarla etkileşebilirler. İlaçların etkisini değiştirip yan etkilerini artırabilirler. Karaciğer ya da böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilirler. Bu nedenle hekime danışılmadan kullanılmamalıdır.

Hipertansiyon Hastalarının Ömür Boyu İlaç Kullanması Gerekiyor mu?

Hipertansiyon tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalıktır. Hipertansiyon hastaları genelde ömür boyu kan basıncı değerlerini normal aralıkta tutmak için ilaç kullanmalıdırlar. Hipertansiyon tespit edildiğinde değerler çok yüksek değilse hekim kontrolünde bir süre yaşam tarzı değişikliği denenebilir. Ancak bu da hekim kontrolünde olmalı başarılı olunmazsa verilen ilaçlar kullanılmalıdır. Hipertansiyon hastalarının az bir kısmında tansiyonu yükselten altta yatan başak bir neden olabilir. Bunun tespiti ve tedavi edilmesiyle tansiyon değerleri normale dönüp ilaç kesilebilir. Ancak bu da hekim kontrolünde olmalıdır.

Kalbimiz Nasıl Çalışır?

Kalp, 4 odacığı olan, kastan oluşan, vu¨cuda her gu¨n litrelerce kan tas¸ıyan bir organdır. Digˆer kaslar gibi kalbin de gerektigˆi gibi c¸alıs¸abilmesi ic¸in su¨rekli kan akıs¸ı gerekir. Kalp kası is¸ yapması ic¸in ihtiyacı olan kanı üzerinde yer alan koroner arterlerden alır. Kalbin kasılması için önce elektriksel uyarı gerekir. Bu elektriksel uyarının ardından kalp kasılarak vücuda kan pompalar. Yine kalp içerisinde ve büyük damarlarla kalp arasında yer alan kapaklar bu kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında rol alır.

Tansiyon Nedir?

Tansiyon kısaca atardamarlar içerisindeki basınçtır. Kalp akciğerlerden gelen temiz kanı atardamarlar aracılığı ile tüm vücuda pompalarken vücuttan gelen kirli kanı da toplardamarlar aracılığı ile akciğere ulaştırır. Her bir atımda kalp kanı önce pompalar, sonra kanın yeniden kalbe dolması için gevşer. Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç sistolik kan basıncını (büyük tansiyon), istirahat halinde oluşan en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) meydana getirir.

Normal Tansiyon Kaç Olmalıdır?

Normal kan basıncı değerleri sistolik kan basıncı (büyük tansiyon ) 130 mmhG altı, diyastolik kan basıncı (küçük tansiyon ) 85 mmHg altı olmalıdır.

Düşük Tansiyon (Hipotansiyon) nedir?

Hipotansiyon büyük tansiyonun 90mmHg küçük tansiyonun 60 mmhm altında o¨lc¸u¨lmesi ya da büyük tansiyonun normal degˆerine go¨re 40-50 mmHg du¨s¸mesi olarak tanımlanır.

Kalp-damar hastalıkları ülkemizde hangi sıklıkta görülüyor?

Kalp-damar hastalıkları tüm dünyada en başta gelen ölüm nedenini oluşturmaktadır. Her yıl dünyada 17 milyon kişi kalp damar hastalıklar nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de maalesef durum farklı değildir, tüm ölümlerin %40’ı kalp damar hastalıklarına bağlı gelişmektedir.

Stres kalp krizine yol açıyor mu?

Kronik stres kalp damar hastalıklarının gelişmesinde hem direkt olarak hem dolaylı yoldan önemli bir risk faktörüdür. Akut streste kalp damar hastalığı zemini bulunan kişilerde plak yırtılmasına yol açarak kalp krizini tetikleyebilir.

Neden ölümlerde kalp hastalıkları ilk sırada yer alıyor?

Günümüzde du¨nyada egˆitim ve gelir du¨zeyindeki yu¨kselme, bulas¸ıcı hastalıkların kontrolu¨ gibi etkenler beklenen yas¸am su¨resinin artmasına neden olmus¸tur. Yas¸am su¨resinin uzamasıyla bulas¸ıcı olmayan kronik hastalıkların go¨ru¨lme sıklıgˆında artıs¸ göstermektedir. Kalp damar hastalıklarının artmasında çevresel etkenler ve kişinin yaşam tarzı çok etkili. Hazır ve sağlıksız besin tüketiminin artması, sigara kullanımının özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve kadınlarda artması, büyük kentlerde yaşamın getirdiği kronik stres ve hareketsiz yaşam, şişmanlığın artması büyük rol oynamaktadır.

Kalp damar hastası olduğumuzu nasıl anlayacağız?

Kalp damar hastalıkları ilerlediği zaman çoğunlukla bazı şikayetlere yol açarlar. Örneğin kalp damarlarında ciddi tıkanıklık olduğunda göğüs ağrısı, çabuk yorulma, nefes darlığı, bacak damarları tıkandığında bacaklarda ağrı gibi şikayetler meydana gelebilir. Herhangi bir şikayet oluştuğunda ilgili hekime mutlaka gidilmelidir. Bunun dışında kalp damar hastalıkları henüz bulgu vermeden doğru zamanda doğru şekilde yapılan testlerle tanı koymak mümkündür. Özellikle kalp damar hastalığı risk faktörleri bulunan kişilerin şikayet olmasını beklemeden kontrollerini yaptırması çok önemlidir.

Ne zaman anjiyografi yöntemine başvurmalı?

Geleneksel koldan veya kasıktan yapılan Koroner anjiografi kalp damar tıkanıklarını belirlemede altın standart yöntemdir. Bir tedavi değil tanı yöntemidir.
Sıklıkla Kişide kalp krizi ya da kalp krizine yol açabilecek şikayetler varsa, kalp damarlarında tıkanıklık düşündüren test sonuçları ( pozitif efor testi gibi ) varsa yapılır. Koroner arterlerin kontrast madde (bir çeşit tıbbi boya maddesi) verilmesi sırasında görüntülenmesi ve “X” ışınları kullanılarak hareketli film çekilmesi esasına dayanır. Elde edilen veriler tedavinin yönlendirilmesinde çok kıymetlidir ve çoğu hastada tedavi stratejisinin seçimi için temel belirleyici olmaktadır. Geleneksel koroner anjiografi dışında kalp damarlarını gösteren diğer bir anjiografik yöntem koroner BT anjiografi ( Sanal anjiografi ) olup bu test kalp damar hastalığı riski bulunanlarda hastalık bulgu ve belirti vermeden erken tanı koymak riski belirlemek amacıyla yapılır.

Kalp hastalıklarından şüphelenen bir kişi ne yapmalı?

Kalp hastalıklarından şüphelenen bir kişi vakit kaybetmeden bir kardiyoloğa başvurmalıdır.

Kalp hastalıkları medya başta olmak üzere çeşitli platformlarda neden bu denli ön planda tutuluyor?

Kalp damar hastalıkları tüm dünyada en çok ölüme ve sakatlığa yol açan hastalıkların başında gelmektedir. Diğer bir nokta yeterli farkındalıkla risk faktörleriyle mücadele edilmesi ve erken tanı hayat kurtarıcı olmaktadır. Medya farkındalık yaratma ve bilgilendirme açısından doğru bilgiler verildiği takdirde çok etkili bir yöntemdir. Farkındalık sayesinde erken tanı Hem kişi sağlığının korunup ölümlerin azaltılmasına yol açmakta hem de hastalık daha oluşmadan önlenmesiyle ülke ekonomisine büyük katkı sağlanmaktadır.

Kaç türlü kalp hastalığı vardır ve her hastaya aynı tedavi mi uygulanıyor?

Kalp kastan oluşan içerisinde bulunan kapaklarla kan alışverişini yapan büyük damarlar aracılığıyla kanı aorta ve akciğerlere gönderen, üzerindeki koroner damar denilen damarlarla beslenen ve elektriksel uyarı ile kasılan hayati bir organdır. Bu sistemin herhangi bir yerinde probleme yol açan çok çeşitli hastalıklar bulunmaktadır. Tek bir hastalık olabileceği gibi birbirine bağlı birden fazla sorun oluşabilir. Her bir hastalığı tanısı ve tedavisi oldukça farklılıklar gösterir. Aynı hastalıkta bile iki farklı kişide farklı tedaviler uygulamak gerekebilir.

Bu hastalıklar, önceden yani kriz geçirmeden anlaşılabilir mi?

Günümüzde artık kişilerin bireysel olarak kalp krizi riskini gösteren risk skorlamaları bulunmaktadır. Kişinin bireysel risk faktörüne göre alınacak önlemler ve yapılacak testlerle çoğunlukla hem erken tanı konulabilir hem de kriz geçirmeden önlenebilir. Bu açıdan bilinen kalp damar hastalığı yoksa dahi kişiye özel kalp sağlığı koruma programları çok önemlidir. Yine kalp krizi oluşmadan bir süre önce uyarıcı şikayetlere yol alabilir. Bunlar ihmal edilmemeli doktora gidilmelidir.

Hangi şikayetler, kalp hastalığı belirtisi olabilir?

Kalp krizine bağlı ağrı, sadece göğüste değil göbek üstünden alt çeneye kadar herhangi bir bölgede hissedilebilir. Kalp krizi sırasında, hastaların çoğunda göğüs kemiği arkasında ağrı veya baskı hissedilir. Ayrıca ağrı sol kola, çeneye ve boyuna yayılabilir. Omuzlar arasında, kollarda, el bileği, parmaklar ve mide bölgesinde de ağrı olabilir. Genellikle basınç, ağırlık hissi, boğulma hissi, yanma şeklinde bir etkisi olabilir. Bazen göğüs üzerine bir şey oturuyormuş gibi hissettirebilir. Şiddeti çok değişken olup, duruma neden olan damar hastalığının şiddetiyle ilişkili değildir. Göğüs ağrısı tek şikayet olabileceği gibi nefes darlığı, halsizlik, baygınlık, bulantı, huzursuzluk, bayılma, aşırı terleme, karın ağrısı da eşlik edebilir. Özellikle kadınlarda, yaşlılarda, şeker hastalarında, böbrek yetmezliği yaşayanlarda ve demansı olan hastalar kalp krizine benzer şikayetler görülebilmekle beraber, yanıltıcı olabilmektedir. Bunun dışında kapak hastalıkları veya kalp yetersizliğinde nefes darlığı, çabuk yorulma, halsizlik, bacaklarda ve karında şişme, iştahsızlık olabilir. Ritim bozukluklarında ise çarpıntı, baş dönmesi, fenalık hissi, bayılma, kalpte tekleme ya da durma hissi olabilir.

Yukarıdaki belirtiler yoksa ne zaman kontrolden geçilmelidir?

Kalple ilgili kontroller ailesinde erken yaşta kalp hastalığı olanlara, ailesel kolesterol yüksekliği bulunanlara, kalp damar hastalığı gelişiminde önemli risk faktörü olan (sigara, yüksek tansiyon, şişmanlık, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi) kişilere ya da kalp damar hastalığı riskini artıran hastalığı olanlara (kanser, romatizmal hastalık, kronik akciğer hastalığı gibi ) yapılmalıdır. Ayrıca herhangi bir risk faktörü olmasa da 40 yaş üstü erkekler ile 50 yaş üstü ya da menopoz sonrası kadınlar kalp chek-up‘ı için adaydırlar. Bunların dışında yaptığı iş dolayısıyla başka insanların hayatını etkileyebilecek kişilerin ( pilot, toplu ulaşım aracı kullananlar gibi ) ve aktif spora başlayan ya da spor yapan kişiler ile profesyonel sporcular da belirli aralıklarla kalp checkup’ı yaptırmalıdırlar.

Anjiografi damar tıkanıklığını kesin olarak gösteriyorsa her hastadan neden anjio istenmiyor?

Geleneksel koroner anjiografide koldan ya da kasıktan girilerek bir katater yardımıyla kal damarlarına ulaşılıp damarı boyayan madde verilerek kalp damarları görüntülenir. Çekim sırasında X ısınları kullanılır, yani radyasyon alınır. İşlem sırasında radyasyon alınması, böbreklerden atılan kontrast madde kullanılması ve çok nadir de olsa kataterle kalp damarlarında ya da giriş yerlerinde komplikasyon olması ihtimali nedeniyle herkese yapılması doğru değildir. Sadece gereken hastalarda tecrübeli kişilerce yapılmalıdır.

Kapak hastalıklarının tanısında hangi yöntemler kullanılıyor? Her kapak hastası ameliyat olmak zorunda mı?

Kapak hastalıklarının tanısında en önemli görüntüleme yöntemi ekokardiyografidir. Ekokardiyografi iki boyutlu, 3 boyutlu yada gerekli hastalarda transözafagial (endoskopik olarak) yapılabilir. Çoğu hastada ek teste gerek kalmadan tanı konulabilir. Bazı durumlarda kalp tomografisi, kalp MR’ı ya da kalp kataterizasyonu gerekebilir. Her kapak hastası ameliyat olmak zorunda değildir. Takiplerde kapağın değişme ya da onarılma zamanı gelmiş hastalarda özellikle aort ve mitral kapak hastalıklarında uygun hastalarda cerrahi riski de yüksekse girişimsel yöntemlerle tedavi seçenekleri bulunmaktadır.

Çarpıntınız varsa ne yapmalısınız?

Çarpıntı yakınması genelde ritim bozukluklarında görülen bir şikayet olsa da kalp damar tıkanıklığının ya da önemli bir kapak hastalığının da ilk belirtisi olabilir. Yine altta yatan bir tiroit hastalığı ya da anemi çarpıntı ile bulgu verebilir. Bazen hiçbir neden olmadan psikolojik kökenli olabilir. Çarpıntı yakınması olan biri detaylı değerlendirme için mutlak bir kalp doktoruna başvurmalıdır.

Muayeneye gelirken nelere dikkat etmelisiniz?

Kalp muayenesine gelirken özellikle daha önce bilinen kalp hastalığı bulunan kişilerin mevcut raporlarını yanında getirmesi faydalı olur. Şikayete bağlı olarak tetkikler uzayabileceğinden ve vakit alabileceğinden o günü muayeneye ayırmak da iyi olur. Bunun dışında rahat kıyafet tercih edilmesi, mümkünse aç karnına gelinmesi önerilir.